21 Ağustos 2011 Pazar

şırnak atölyesi günlüğü


 'Fotoğraf ortak anadildir diyebilirim' dedim dün ve bugün. İyi demişim mi bilmem ama genç dostlarım itiraz etmediler o kadar. Aslolan görüntünün, görsel olanın kabulu elbette. Bizler doğar doğmaz ilk önce görürüz ve tanımaya çalışırız. Önceki durumlar mesela çocuğun anne karnında sesleri duyması falan başka bir boyutu bu işin. Ama işittiklerimizi ne kadar görsel olanla birleştirirsek hem tanıma hem de anlama şansımız daha iyi olacağı konusunda kimsenin bir itirazı olmaz sanırım. O zaman diyebiliriz ki görmessek eğer tanıyamayız ve anlayamayız. Fotoğraf görmemizi, görebilmemizi sağlıyor. Bir meramı olan herhangi bir fotoğraf bile bize ilgili yerin bilgisini verebilir. Az ya da çok, taraflı ya da tarafsız. Bu arada taraf olma meselesi en kritik noktalardandır malum. kimse hayatında bertaraf olamaz. Hayatta böyle bir şansımız kalmıyor ki kabul edebilelim. Üstelik fotoğraf gibi doğrudan bir dile sahip tüm araçlar ve kullanıcıları bundan azadedir. Başka bir ihtimal inandırıcı olamaz.
Sorumluluğunu aldığım iki atölyede daha çok ve en fazla fotografın nasıl üretildiği konusunda kafa yoruyoruz. Haliyle teknik bilgi hep sonrasında konuştuğumuz bir konu oldu. Herkesin bir hikayesi var ve bu hikaye en iyi nasıl görselleştirilir gibi temel bir soruya yanıt bulmaya çalışıyoruz.
Şırnak grubu için bazı ufak sorunlar var hala. Bu sorun kısmen Şırnak'ın sorunu aslında. Alışık olmadıkları bir durum. baston yapan için, pazarcı, yaşlı kadın erkek için, sokaktaki için. Ne işe yarayacak diye sorup duruyorlar gençlere. Kimisi bu duruma sinirleniyor hatta. ama yine de iyiler. Yavaş yavaş iyileşiyor. Şimdilik böyle ama bu alışkanlık yıllarca değişmez. Yüksekova için benzer bir durum ama kısa zamanda atlattık.
Zor ve sıradışı bir iş yapıyoruz. Özellikle buralar için. 
Fotografın kudreti herşeye yeter. Buna olan sonsuz ve taraflı inancımla diyorum.
ishak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder