sabah biraz aksasa da (yol tahminimden fazla sürdü sadece) kahvaltımızı yapmak üzere bizim köye gittik. otlu peynir, koyun yoğurdu ve tandır ekmeğin ve odun ateşinde hazırlanan çaydan oluşuyordu. çok sessiz ve sade geçti. tek sorun semaverin bizden biraz uzak oluşuydu.
biz bu sessiz ve sadelikten ancak kurtulabildik ki yüksekova'ya doğru yola çıktık. vardığımızda genç arkadaşlarımız çoktan gelmişti. uzun ve çok keyifli geçen atölye çalışmamız akşama doğru ancak bitti. sonra beraber bir çay ve bitmeyen soruların, sohbetlerin ardından özcan abinin yüksekova'yı izlemeyi sevdiği tepeden yeniden izlemek üzere kısa bir yolculuk yaptık. aynı yol bu sefer özcan abiye uzun gelmişti. en son dört sene önce yine beraber orada oturmuştuk. çok güzel bir ışık vardı. elbette fotografladım hem de çok. orada fazla duramadık çünkü ovanın bütün sivrisinekleri bize saldırıyordu.
bugünkü oturum her yanıyla çok iyi geçti.
sonunda herkes özcan abinin ve nesra'nın ne zaman tekrar geleceklerini hatta gitmemelerini isterken çok duygulandım.
çünkü buralara gelenler hep gitmek zorunda. ve bir daha ne zaman geleceklerini hiç bilemezsiniz.
çünkü bu çocuklarda hep kendi çocukluğumu görüyorum.
neyse...
belki bir gün hepimiz bir araya gelebiliriz.
kendi cehennemini cennete dönüştüren çocukluğum, çocuklar, yüksekova'daki, şırnak'taki çocuklar...bütün dünyanın çocukları.
yerden binlerce metre yükseklerdeki cennet.
ishakkalac/yüksekova
Hocam,misafirlerimizle çok zevkli 2 gün geçirdik gitmemelerini isterdik ancak mecburlardı.Umarım en kısa zamanda tekrar görüşürüz Nesra abla ve Özcan abiye selamlar...
YanıtlaSilÇok keyifli zaman geçirdik keşke atölye süresi boyunca bizlerle olsalardı ama şartlar buna el vermiyor. İnşallah en kısa zamanda çalışmalarımıza tekrar katılırlar.Özcan Hoca ve Nesra Abla'ya selamlar....(Kolu Kırık İhsan)
YanıtlaSil