27 Temmuz 2011 Çarşamba

şırnak atölyesi günlüğü

şimdi bunları cizre'de dicle'nin kıyısında yazıyorum. şehrin tamamı burada. tek serin olan dicle'ye sığındık hepimiz. buraya uzun yıllardır gidip geliyorum onun için artık bir yanım buralı sayılır. onca sıcağı bana yabancı değil.bana ragatsız edici değil. ter damla damla alışık olmayan bedenimden süzülsede gülümsüyorum sadece. bu bir şaka mı diye soruyorum. yarın yüksekova'da olacağım. akşamları üstsüz durmanın bir şakaya dönüşeceği öteki bir iklime.
küçük ama çok değerli hikayelerini bir nakış gibi işlemeye çalışan genç arkadaşlarımla bugün bir haftalık bir ayrılık için vedalaştık. herkes eksik olsa da makinaları ne yapacağını iyi biliyor. hepsini konuştuk, kararlaştırdık.
bunca hikaye ile bir arada kalmak  bazen hüzünlendirici, bazen sevindirici ama en fazla umut verici oluyor. elbette tüm bunların toplamında en fazla yorulan ben oluyorum. yürürken, yemek yerken, konuşurken, nerde ve kiminleyken hep o hikayeler ve onların anlatıcılarını düşünüyorum. çok özel bir neden için bir aradayız ve her geçen gün onlar da bunun farkına varıyorlar.
bu serin ve sağaltıcı yerde de onları düşünüyorum. atölyelerin sonunda ortak bir yalnızlık bizi bekliyor.ama benim onlarla ilişkilerim hep sürecek. sürdürmemem imkansız.
bugün atölyede hüsamettin'in (bahçe) fotograflarını gösterdim. çok begendiler. bu arada tebrik ediyorum. doğru bir fotograf için adım adım geliyoruz biz de. samimi hikayelerle.
bu saatte bile hava çok sıcak ama yarın serin ve farklı bir yerde olacağım ve orada yazmaya devam edeceğim.
ishak kalac/cizre

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder